Dikim işlemleri
Tohum Ekimi:
Bitkiler tohum ile üretilecekse bu işleme EKİM, yetişmiş fidan veya ağaçların yada çeliklerin yeni yerlerine (toprağa) yerleştirilmesi işlemine de DİKİM diyoruz. Ağaç, ağaççık, çalı gibi çok yıllık bitki materyalinin tohumdan yetiştirilmesi (jeneratif) işlemleri genelde fidanlıklarda yapılır. TABİİ TENSİL denilen, bitkilerin tohumlarını doğal yolla saçarak toprakta çimlenmesi olayı da jeneratif bir üreme, yani tohumla üreme, bir bakıma ekim işidir.
İnsan eliyle, tohumların toplanması, seleksiyonu, korunması, saklanması, ekime hazır hale getirilmesi zor ve karmaşık bir iş olup amatörlerce yapılması, dikime göre daha zordur ve dikime göre (ağaçlar için) en az 3-5 yıl daha fazla beklemeyi gerektirir.
Bizim konumuz daha ziyade dikimle ilgilidir Herhangi bir şekilde yetiştirilip hazırlanmış, boylu ve yaşlı fidanları, fidanlıklardan temin edip aşağıda kısaca anlatacağımız gibi, dikim yerlerine dikeceğiz.
Fidan Dikimi (Topraklı)
Dikim yapılacak bahçe bölümünün kısmen veya tamamen krizmelenip, gübrelenip, sürülüp, toprak işlemlerinin gerekli olanlarının yapılmış olması gereklidir. Buna kısaca İHZARAT denir Ağır topraklar, turba ve çürümüş ahır gübresiyle iyileştirilmelidir. Ayrıca bir miktar nehir veya ocak kumu, ya da perlit ( Perlit: Nohut büyüklüğünde, camsı yapıda, kabuk kabuk soyulabilen ve bol silis içeren volkanik kayaçtır. Buna inci taşı da denilir. 700-800 c ısıtıldıgında mısır gibi patlayarak hacminin 30-40 misti genişler. İnşaat, tarım, sanayi sektöründe. kullanılır. ) ve torf da verilebilir.
Toprak reaksiyonu asit ise potaslı gübrelerle PH'ı düzeltilebilir.
Fidan, ağaç dikimi genelde çukura yapılır. Yani ÇUKUR DİKİMİ uygulanır. Çukur yerleri, elimizdeki peyzaj planına göre, yerleri ölçülerek saptandıktan sonra tam çukurun merkezine gelecek şekilde bir kazık çakılır (aplikasyon), dikimin düzgün olması için bu kazıklar ince bir iple birbirine bağlanarak hiza alınır. Bu suretle fidanların projede gösterildiği şekilde bahçemize dağıtılması sağlanmış olacaktır.
Çukurlar, dikilecek fidanın veya ağacın kök hacmini kapsayacak boyutlarda olmalıdır. Çukur derinliği (dizboyu dediğimiz), 60 cm.den az olmamalıdır. Şayet fidan dikilecek topraklar işlenmemiş veya iyi işlenmemişse, o takdirde çukur ebadı biraz daha büyük tutulur, işlenmemiş topraklarda çukurdan çıkan toprakların üstten çıkarılan ayrı, alttan çıkanları ayrı bir yerde toplanır ve çukur doldurulurken üstten çıkan alta, alttan çıkan toprak ise üst tarafa konur.
Çukur dipleri, toprak işlenmiş olsun veya olmasın mutlaka bir miktar kabartılmalı ve sulanmalıdır. Çukur çapları derinliğinden bir miktar geniş tutulursa iyi olur. Çukurların dikim zamanından bir süre evvel açılıp, mümkünse donlu bir periyot geçirmesinin faydalı olacağını söyleyebiliriz. Yani çukurlar mümkünse bir yıl evvel açılmalıdır. Bu suretle çukurların içi tavlı hale gelir.
Dikim sahası kuvvetli rüzgarlara karşı ise, dikimden 10-15 gün evvel dikilecek fidanın boyuna göre hazırlanacak bir HEREK, çukurun tam tabanına saplanır. Hereklerin oldukça düzgün ve budaksız olması, kabuklu ise, kabuklarının soyulması iyi olur. Hereğin toprağa saplanacak ucunun yakılmış ve katranlanmış olması ömrünü uzatır.
Dikilecek bitkilerin tüplü olması tercih edilmelidir (kökündeki toprakla birlikte ve içerdiği nemi koruyacak şekilde naylon torba, saksı v.b gibi kap içindeki fidanlara tüplü fidanlar diyoruz) Tüplü bitkinin kökünü saran kap, hemen çukurun başında, kökü saran toprağı dağıtmadan, dikkatlice çıkarılıp elde tutularak, diğer bir kişinin yardımı ile çukur toprakla doldurulur. Doldurulan toprak ayakla basılarak bir elimizle de fidan tutularak sıkıştırılır.
Toprağın seviyesi KÖK BOYNU hizasına gelinceye kadar doldurma ve sıkıştırma işine devam edilir. Toprak doldurulurken ayakla iyice sıkıştırmak ve toprak içinde boşluk kalmamasına dikkat etmek lazımdır.
Dikim işi bitince CAN SUYU denilen ilk su verilir. Burada toprağın çamur haline gelmemesine dikkat etmek lazımdır. Can suyundan sonra özellikle yaz aylarında 15 günde bir sulanarak mümkünse çapalanması çok yararlıdır. Çapalamanın, toprakta oluşan ve evoporasyonu hızlandıran kapilariteden kaynaklanan KAYMAKLANMA olayını önleyeceğini hatırlayalım.
Çıplak Fidan Dikimi
Çıplak fidan, yani topraksız, kapsız veya tüpsüz fidanların önemli bir bölümünü meyve veren ağaçların fidanları oluşturur. Çıplak fidan dikimi yapraklı ağaçlarda Kasım-Aralık ayları ile Mart ayı içinde yapılır. Bu mevsimde yapraklar dökülmüş olduğundan ağaçlardaki su minimum düzeyindedir. Yani söküm-dikim arasında ağacın suyunu yitirip kuruma riski hemen hemen yok gibidir. Gene de dikim için kapalı ve hafif yağışlı, nemli havalan kollamalıdır.
Dikilmek üzere getirilen bitkiler, mümkün olduğu kadar bekletilmeden dikilmelidir (Şayet fidanlar geldiği halde çukurlan henüz hazırlanamadı ise, bu fidanları güneş almayan yerlere gömerek sık sık da sulamalıyız).
Topraksız, yani çıplak köklerin dikim sırasında ıslak olmasına özen gösterilmelidir. Çıplak köklü fidanları dikmeden önce çukur içine evvela bir miktar toprak atılarak koni biçiminde şekillendilir. Sonra yukarıda anlatıldığı gibi kök boğazına kadar toprakla doldurulup, ayakla sıkıştırılır.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi çukurdan çıkan toprakların, alttan çıkanı üste ve üstten çıkanı alta yerleştirilmesine dikkat edilmelidir.
Kapatılan çukurun üst yüzeyi içbükey olarak bırakılmalıdır. Fidan köklerinin çukur içinde kıvrılmamasına, onjinindeki şeklinin aynen korunmasına dikkat edilmelidir.
İyi işlenmiş topraklarda açılacak çukurlar hem daha küçük olur hem de diğer işlemlerin yapılmasına gerek kalmaz. Fidan, söküldüğü yerde nereye kadar toprağa gömülmüşse, gene oraya kadar gömülmesine dikkat edilir, iyi tutsun diye derin dikilmesi sakıncalıdır. Zira gövdenin bir kısmı toprak içinde kalacak, yaşamları tehlikeye girecektir.
Dikilen fidanlar herek'e bağlanacaksa bu bağın, fidanı yaralanmaması için RAFYA'dan kesilerek hazırlanması önerilir.
Çit teşkil eden ağaç ve ağaççıkların dikimi için, toprak iki bel derinliğinde işlenir, yani krizme yapılır Bunun bir sıra ve çizgi halinde olacağını hatırlatmağa gerek yok...
Köken bitkiler için en ideal dikim mevsimi Mart-Mayıs ayları olup, sonbaharda yapılacaksa , bunun da Eylül-Ekim aylarında yapılması gerekir.
Dikim Teknikleri
İyi bir dikim tekniği, dikilen fidanların büyüme hızına, sağlıklı ve rahat büyümesine etkili bir faktördür. Bunlar, toprağın yapısına, arazinin eğimine (topoğrafik yapısına), komşu fidanların durumuna, projedeki konumuna v.b. göre değişik olur.
Bütün bu koşullar dikkate alınarak dikilen bir fidan, daha dikildiği yıldan itibaren bulunduğu ortama uyum sağlar. Dikim metodlarında, dikilecek fidanın kök sisteminin ilk önce dikkate alınması gerekir. Uygun, yani optimal koşullardaki bir ortamda yetişen her takson, kendi doğal kök sistemini korur ve ona göre gelişir.
Genel bir sınıflama yaparsak, 3 türlü kök sistemi görürüz:
1- Derin Kökler (Kazık köklüler): Bu tür bitkilerde ana kök dik olarak derine gider.
2- Kalp Köklüler: Bunlarda ana kök yerine bir kök yumrusundan birkaç tane kuvvetli yankök çıkar ve bu yan kökler aşağı doğru eğik olarak büyür ve gelişirler.
3- Sığ Köklüler: Kökleri derine gitmez, toprağın yüzeyine paralel olarak dağılan yan köklerşeklindedir.
Dikimdeki basarı oranı fidanın genç oluşu ile artar. Dikilen genç fidanlarda büyüme hem hızlı hem de duraksız olur. Bir yaşından itibaren fidanlar dikime elverişli hale gelirler.
ÇAM: 2-3 yaşında repikajsız fidanlarda çukur, repikajsız fidanlarda yarma dikimi; l .5 m. aralıklı KARE şeklinde.KÖKNAR : 5-6 yaslı fidanlar çukura, (2-3)x(2-3)m. aralıklarla KARE dikimi.SEDİR : 3 yasında repikajlı çukura 2x2 m. aralıklarla KARE dikimi.KAYIN : 3 yasında; çukura (3-4)x(3-4)m. aralıklarla KARE dikimi.MEŞE-KESTANE : 1-2 yaşında veya daha boylu çukura 2x2 m. KARE dikimi.AKÇAAĞAÇ-DİŞBUDAK : Repikajlı 5-6 yasında, çukura 2x2 m. KARE dikimi.HUŞ : 2-3 yasında repikajlı, çukurda "tepe dikimi" 2x2 m. KARE dikimi.IHLAMUR : Repikajlı 5-6 yasında, çukura 2x2 m. KARE dikimi.KAVAK : Çukura 2x2 m. KARE dikimi.AKASYA : Boylu fidanlar (3-4 yaşında), çukura 2x2 m. KARE dikimi.CEVİZ : Çukura derin dikim, 6x6 m. KARE dikimi.
Çapa Dikimi
Buraya kadar incelediğimiz dikim tekniği genelde bizim konumuz bakımından yeterli ise de, bilgi bakımından değinmekte yarar gördüğümüz ve daha ziyade küçük bitkilerin dikimi için uygulanan ÇAPA DİKİMİ olarak adlandırılan bir tekniği de kısaca tanıyalım.
Çapa dikimi kuvvetli bir çapa İle yapılır. Çapa önce toprağa kuvvetlice vurularak sapına kadar toprağa gömülür. Çapanın sapı biraz yukarı doğru kaldırılarak toprağın dip kısmı genişletilir (l ve 2. durum).
Çapanın sapı ile toprak kendimize doğru çekilerek çukurun üst tarafi da genişletilir. Böylece 20-25 cm. derinliğinde ve 10-15 cm. genişliğinde bir çukur açılmış olur. Dikeceğimiz fidanı köklerinin kıvrılmamasına dikkat ederek düzgün bir şekilde oturturuz (3. durum).
Çapa topraktan yavaşça çekilir. Bu sırada toprak fidanın köküne doğru dökülür. Bu toprağın fidanın kökü ile kaynaşması için çapa tekrar ve hemen yanına vurulur ve toprak köke doğru itilir (4. durum).
Sonra da dikim işini yapan kişi ayağı ile toprağı sıkıştırır (Durum:5). Çapa dikiminin iki yaşından büyük fidanlara uygulanmasının sakıncalı olduğunu unutmamalıyız.
Dikim Şekilleri:
Fidan dikilecek alanda, dikimden önce fidan yerleri belli edilir. Bunların düzgün sıra ve aralıklı olmasına özen gösterilir. Bu suretle hem ne miktar fidan dikeceğimizi önceden hesaplamış ve buna göre de sipariş vermiş, hem de göze daha hoş gelen teknik-estetik bir görünüm kazandırmış oluruz.
Dikim Şekilleri:
a- Kare dikimib- Dikdörtgen dikimic- Üçgen dikimid- Beşleme (Kenkonz) dikimie- Gelişigüzel dikim
En çok uygulanan kare ve dikdörtgen dikim şekilleri olup; park ve bahçelerde tek sıra, grup ve soliter (tek) dikim şekilleri (e) bendini oluşturur. Bunun bir peyzaj projesine göre yapılması gerektiğini belirtmeğe tabii ki gerek yok.
S = Büyüme alanıF = Kültür alanıN = Fidan sayısı
Kare dikimde : S = a2 ve N = F/a2Dikdörtgen dikimde : S = a.b ve N = F/a. b olarak hesaplanır.
ÜRETME TEKNİKLERİ
Bitkilerde üretme ya tohumla (jenertif) veya dikimle (vejetatif) yapılır. Tohumla yapılan üretim, yani jeneratif üretim konumuza hayli uzak olup sadece çim sahalarını içine almakta olduğundan bu konuya değinmeyeceğiz.
Vejetatif yani dikim yolu ile yapılan üretim metodları : Çelikle üretim, daldırma ile üretim, aşılama ile üretim gibi çeşitli bölümlerde kısaca incelenecek, daha doğrusu bilgi vermekle yetinilecektir.
A- ÇELİKLE ÜRETiM :
Üretilecek bitkilerden alınan canlı bir parçanın (gövde, kök, yaprak gibi) dikilerek yeni bir bitki oluşturması işlemidir. Çeliklerin dikileceği toprakların geçirgen, humuslu ve nehir kumu içeren bir karışımda olmasına dikkat edilir. Bazı taksonların köklendirilmesinde torf veya perlit ilavesi işlemi hem çabuklaştırır, hem de iyi sonuç alınmasını temin eder..
Çelikle üretimin birçok türü vardır. En önemlilerini ele alalım :
Gövde Çelikleriyle Üretme :
Çeliklerin sertliğine göre 3 türlüdür. Yumuşak (yeşil) çelik,odunsu çelik ve sert (odun) çeliktir. Odunsu bitkilerin, taze. ilkbahar sürgünlerinden hazırlanan yumuşak çelikler daha çok süs bitkilerine uygulanır.
Başlıca türler : Azela, Acer saccaarum (şeker akçaağacı), Akebia, Amorpha (yalancı çivit), Ampelopsis (amerikan sarmaşığı), Aralia, Buxus (şimşir), Calycanthus (kadeh çiçeği, kış çiçeği), Campsis, Caragana, Cercis (erguvan), Chamaecyparis (yalancı servi) Comus (kızılcık), Cotoneaster (Dağ muşmulası); Crataegus (Ak diken, geyik dikeni), Diospyros (Trabzon hurması), Elegnus (iğde), Evonymus japonica (taflan) Forsythia (Altın çanak), Hedera (Sarmaşık), Hydrange (Onanca), Laburnum (San salkım), Ligustrum (Kurtbagrı), Liridodendron (Lale ağacı), Lonicera (Hanımeli), Magnolia. Malus (Elma), Morus (Dut), Prunus (erik), Robinia (Yalancı akasya), Salix (Söğüt), Syringa (Leylak), Tamarix Yumuşak çelikler daha çabuk ve daha kolay köklenirler. Bunlar tepe tomurcuğu taşıyan sürgünlerden (baş çeliği) alınır. Çeliklerin boyu 7-12 cm. olup 2-3 boğumlu olmaları yeterlidir. Çelik kesilirken son boğumun l cm. altından kesilmeli ve sabah erken saatlerde hiç bekletilmeden dikilmelidir. Burada dikkat edilecek önemli noktalardan birisi de çeliğin ters dikilmemesidir. Tomurcuklar yukarı bakacaktır.
Odunsu çelikler : Rhododendron (Orman gülleri), Pittosporum, Camelia, Azela, Prunus laurecerasus (Laz kirazı), Taxus (porsuk), Cryptomeria, Juniperus (ardıç) gibi toksanlara uygulanır. Çelikler Ağustos-Eylül de genç ağaçlardan alınır. Ağaç yaşlı ise bunların alt dallarından seçilebilir. Boylan 7-15 cm. olabilir.
Odun çelikleriyle yapılacak üretimde, yaşını doldurmuş, odunlaşmış sürgünlerden ilk baharda alınan çelikler kullandır.
Kök çelikleriyle üretme
Bu metod, kök sürgünü verebilen bitkilerde uygulanır.
Başlıca türler: Ailanthus (Kokarağaç), Aesculus (at kestanesi), Albizzia (pasa bıyığı), Calycanthus (Kadeh çiçeği), Cydonia japonica (süs ayvası), Daphne, Dex (Papaz külahı, Lagerstromia (Oya ağacı), Rhododendron (Orman gülü), Rhus (Sumak), Robinia (Yalancı akasya), Sringa (leylak), Wisteria (Mor salkım)...
Kökten alınan çiçeklerin boylan, gevrek yapıda olanlarda 3-5 cm., etli yapıda olanlarda ise 5-8 cm. dir.
Yaprak çiçekleriyle üretme :
Yapraktan yeni bir bitki üretilmesidir. Yaprağın yalnız aya kısmı kullanılır. Yaprak çeliğinin alınması hava koşullarına bağlıdır. Optimal koşullar : Isının 18-24°C, hava neminin yüksek ve ışığın bol olduğu koşullardır. Bu koşullarda iyi sonuç alınır.
Başlıca türler : Afrika menekşeleri, Sansevieria (Sansavarya), Eeheveria (Acı dülek), Crassus, Sedum (Dam koruğu), Camelia, Ficus elestica (kauçuk) gibi süs ve saksı bitkilerinden ibarettir.
Aşı ile Üretim:
Bitkilerin, sus bitkilerinin ve bilhassa meyve ağaçlarının üretilmesinde kadim tarihten beri uygulanan bir metodtur. Doğada, ormanlarda dalların birbirine sürtünmeleri sonucu kendiliğinden oluşan bir çeşit aşılanmanın, ilk insanlar tarafından görülerek meyve ağaçlarının iyileştirilmesinde kullanılmaya başladığı düşünülmektedir. İyi nitelikli bir ağacın tohumu, ya da bir meyvenin çekirdeği ekilse, sonuçta o bitkinin özelliklerini taşımayan değişik bir bitki elde edilir. Bunun sebebi, bunların çoğunun hibritlerinden, melezlerinden elde edilmiş olmasındandır.
Bu sebepten çekirdekle yapılmak istenen üretimde nitelikleri değişerek asıllarına (anacına) çeken başka çeşitler ortaya çıkacaktır. İşte bu sebepten, aşılama veya çelikleme metodları ortaya çıkmıştır. Çelikle ve aşılama ile yapılan üretimlerde o bitkinin özellikleri bozulmadan devam eder.
Aşı ile üretim en emin ve çabuk sonuç alınan bir tekniktir. Aşı için bir ANAÇ ve bir de DAMIZLIK AĞAÇ veya fidan gerekir. Özerine aşı yapılacak ağaç veya fidana ANAÇ; kendisinden ası kalemi almana ise DAMIZLIK AĞAÇ denir.
Aşının ya da aşılama tekniğinin bir çok türü var ise de bunları iki ana grupta toplamak mümkündür
1- Göz Aşısı veya Yaprak Aşısı
2- Kalem Aşıları
Göz Aşısı veya Yaprak Aşıları:
Adi Göz Aşısı (Yaprak aşısı. Boru Aşısı ve Kabuk Aşısı'dır.
En çok kullanılanı Adi Göz Aşısı veya Yaprak Aşısıdır. Bu aşı ilkbahar sonu-yaz başlangıcında ve bir de sonbahar da olmak üzere iki mevsimde yapılır.
Bunlardan Mayıs-Haziran aylarında yapılan göz aşısına "Sürgün Göz Aşısı" ve Eylül-Ekim aylarında yapılanına da "Durgun Göz Aşısı" denir.
Sürgün göz aşısı kışa kadar büyüme yaparken Durgun Göz Aşısı latent devresine girip kışı öyle geçirir ve ancak ilkbahar da sürmeye başlar. Bu suretle daha kuvvetli büyür. Yaz dönemi kısa süren bölgelerde don rizikosu sebebiyle Durgun Göz Aşısı yapmak isabetli olur.
Göz aşısı için Damızlık ağacın yıllık sürgünlerinin olgunlaşmış olanları seçilir. Kesilen bu parçanın yapraklan, saplarının yarısı kalacak şekilde koparılır. Göz'ü çıkarmak için sürgün elde ters tutulur. Aşı çakısı ile göz hafifçe kesilir. Kendisine aşı yapılacak olan Anacın yumuşak kabuklu bir yerinde çakı ile (T) harfi seklinde bir çizgi yapılarak, kabuk, çakının ucu ile hafifçe kaldırılır (açılır) ve açılan bu yarığa evvelce hazırlanmış Göz yerleştirilir. Gözün dışarda kalan kısmı kesilerek atılır. Rafya ile sıkıca bağlanır. 15 gün sonra rafya çözülür veya kesilip atılır. Rafya yerine ince soyulmuş dut veya söğüt dalları da bağ olarak kullanılabilir.
Boru aşısı Ceviz, kestane, sakız gibi ağaçlara uygulanır. Boru aşısı için Damızlık kaleminden, üzerinde bir göz bulunan bir kabuk parçası boru şeklinde çıkarılır. Anac'ın tepesi kesilerek uygulanacak kısmın kabuğu soyulur, boru şeklindeki kabuk buraya geçilir. Gene rafya ile bağlanır.
Kalem aşıları Bahçe ve Süs Bitkileri ile meyve ağaçlan için uygulanır. Yüksek boylu süs bitkilerine PENDULA (Sarkık) formlu taksonlann aşılanması bu metodla yapılır. Morus'a Morus pendula, Betula'ya Betula ' alba Pendula, Fagus silvatica Pendula, Fagus'a Fagus silvatica Pendula gibi... Özerinde birkaç tane tomurcuk (göz) bulunan gövdeye Kalem denilir.
Kalem aşılarının çeşitleri :Bindirme ve kopulasyon. Yanaştırma, Yarma, Kabuk aşısı
Bindirme veya kopulasyon Aşısı : Aşılanacak olan Anac'ın çapı kadar kalınlıkta seçilen damızlık kalemi, birbirine yapışacak şekilde ve eğik olarak kesilirler Bu kesilen yüzeyler birbiri ile iyice çakışacak şekilde birleştirilerek sıkıca bağlanır. Bu tarz aşılanmanın mevsimi Mart-Nisan aylarıdır.
Castanea, Clematis, Coraus, Cratae-gus, Malus, Pirus, Syringa,Ulmus, Weigelia cinslerinin türleri ve alt türlerine uygulanır.
Yanaştırma Aşısı : Tohumdan üretilmesi halinde bazı özellikleri kaybolan süs bitkilerinden, kısa zamanda büyük ve sağlıklı bir birey elde etmek için uygulanır,
Örneğin : Picea abies Engelmannili glauca uygulaması gibi. Aşının vetasyon periyodunda yapılması lazım gelir.
Bu suretle aşının yarasının kapanması çabuk olur. Yanaştırma metodunda, Anaç ile Damızlık bireylerin birbiri ile yapışacak yüzeyleri Kambiyum tabaklanna kadar açılıp her ikisinin açılan yüzeyleri üst üste getirilip sıkıca bağlanır. Yaranın hava almaması için de macunlanır.
Yarma Aşı :
Bu aşı genelde tepe seviyelerinde yapılır. Yarma aşı yapılacak ağaçlar yaslı ve kuvvetli olmalıdır.Çiftçilerimiz bu aşıyı çok iyi bilirler.
Aşılanacak Anacın tepesi düz bir şekilde kesilir. Kesilen yüzey keskin bir bıçakla düzeltilir ve pürüzleri giderilir. Daha sonra özel Aşı Baltası ile ve ağaç tokmakla vurularak anaç ortasından yarılır. Aşı kalemlerinin uçları sivriltilerek, daha doğrusu inceltilerek, anaçta açılan yangın karşılıklı iki tarafına iki kalem yerleştirilir. Rafya ile bağlanıp aşı macunu sürerek yara yerleri örtülür. Böylece aşının çabuk tutması temin edilmiş olur.
Latent döneminde Hibiscus syriacus (Ağaç hatmi), Camelia, Viburnum (Karto pu), Larix (Melez), Vitis (asma), Abies (Köknar), Cedrus (Sedir), Pinus (Çam) cinslerinin tür ve alt türlerine uygulanır.
Köklendirme:
Anaç bitkilerinin sürgünlerini anaçtan ayırmadan köklendirip ayırma metodudur.
Bir çok süs bitkisi dallandırma ile üretilir.
Comus (Kızılcık), Viburnum (Kartopu), Corylus (Fındık), Sringa (Leylak), Wisteria (Mor salkım), Ficus pumila (sarmaşık), Ficus elestica (kaucuk)
Toprağa yakın dallardan birisini, toprağın içine gömebilirsiniz. Bitki köklendikten sonra, ana gövde yönünden kesip, başka yere taşıyabilirsiniz.
Köklendirmek istediğiniz dalın üzerinde bir çentik açtıktan sonra, çevresine torf koyup bir bez ile sarınız. Çentiğin kapanmaması için araya bir dal parçası koymak iyi olabilir.
Ya da dalın çevresindeki kabuğu çepeçevre kaldırıp, aynı işlemi yapabilirsiniz.
Aşı Macunları:
Aşı macunlan, üretim arasında oluşan yaraların kapatılmasında ve açıkta kalan soyulmuş kısımların atmosferik etkilerden ve bitki zararlarından koruma isinde kullanılır. Bu macunlar piyasada satılırsa da, bulunmaması gibi bir olasılık karşısında iki reçete vereceğiz.
1- Soğuk Aşı Macunu :
2 kg. ham recine (çam sakızı)2 çorba kasığı beziryağı100 gr. balmumu300 gr. Mavi ispirto
Çam sakızı ateşte eritilir. Beziryağı ve balmumu ilave edilip iyice karıştınlıp homojen hale getirildikten sonra ateşten indirilip ılık duruma gelince ispirto ilave edilip yavaş yavaş karıştırılır. Soğuduktan sonra bir kaba alınarak kullanılır.
2- Sıcak Aşı Macunu :
2 kg. reçine80 gr. içyağı200 gr. Balmumu
İçyağı ile balmumu bir kapta eritilip daha evvel dövülerek hazırlanmış reçine karıştırılıp homejenize edilir. Kullanırken hafif ateşte ısıtılır.
Sulama:
Süzgeçli bahçe kovası, fide sulamalarında, ya da çok küçük ev bahçelerinde kullanılır. Diğer sulamalar hortumlar yada sulama armatürleri ile yapılır. Hortumların bezli ve kauçuk olanı tercih edilmelidir. Diğer plastik hortumlar daha ucuz olmasına karşın serttir, kullanılması zordur.
Günlük sulamalar hortumlarla yapılır. Hortumun ucuna dağıtıcı (ruepus) yerleştirilmelidir. Dar uzun alanların sulanması delikli borularla iki yana doğru yapılır. Yuvarlak alanlarda döner fıskiyeler, kareye yakın olanlar için ise gezici döner fiskiyeler, diğer uzak mesafeler için de püskürteçler kullanılır. Son zamanlarda artık bu işin profesyoneli olan firmalar, toprak altına ankastre tertibat döşeyerek hiçbir boş alan kalmayacak tarzda bir anda her yeri homojen bir şekilde sulayacak döşemler yapabiliyorlar. Ayrıca suyu sadece kök alanına dağıtan bu suretle hiç su zayiatı vermediği gibi suyu en optimal şekilde veren döşemler de keza piyasada gene bu isi yapan firmalarca ve bir projeye göre yapılmaktadır.
Sulamalar, yazın kızgın güneş altında yapılmaz. Böyle zamanlarda ve yerlerde sulama ya sabah çok erken saatlerde, ya da öğleden sonra güneş ısınlarının etkisi azaldığı saatlerde yapılır. Don tehlikesine önlem olarak Mayıs ayına kadar sabahları, daha sonra, güneşin verilen suyu buharlaştırma olasılığına karşı, akşamları sularız. Bu suretle bitki suyu rahat emecektir.
Rüzgarların çok estiği günlerde, toprağı çabuk kurutacağından, bunu da dikkate alarak, böyle zamanlarda ekstradan toprakların sulamasını yapmalıyız.
Kolay kırılır bitkiler köklerinden sulanır. Birçokları bitkilerin yapraklarından da sulandığını farzederek yaprakları sular. Bu yanlıştır. Bitki asla yapraklarından su emmez. Ancak yaprakların stomatları tozlardan, kirli havadan etkilenerek kapanabileceğinden, yapraklar ancak yıkanır ve bu maksatla kirlendiklerinde sulanır. Bir de yaprakların suyu yavaş yavaş aşağıya süzdüğünü hatırlamalıyız,
Bahçe içine döşenen sulama döşemleri, don rizikosu olan yerlerde toprağın 60 cm. altında olmalıdır. Hortum takılacak bahçe muslukları rakorlu olmalıdır ki hortum rahat ve kolay takılıp çıkarılabilsin. Bu musluklar ya da vanalar toprak altında ise bunların kapaklı dolaplar içinde olmasına dikkat etmeliyiz. Toprak altına döşenen borular genelde madensel (galvenizli) olursa da, günümüzde özel plastik borular bunların yerini almıştır. Zira bunlar hem bükülebilir olduğu için dirseklerde tıkanıklık problemini ortadan kaldırırlar, hem de çürüme olasılığı yoktur (plastikler doğada normal koşullarda 400 yılda ancak çürüyüp yok olmaktadır).
Kuyu suları, artezyen sulan gibi fazla kireç içeren sular bazı süs bitkileri (Gamelia, Gardenia, Rhododend-ron, Bromeliacee familyasındaki bitkiler, orkide...) için uygun değildir. Bunlardan özellikle orkide sudaki klora karşı çok duyarlıdır. Fazla kireçli suları özel cihazlarla yumuşatılmalıdır. (Böyle bir aygıtımız bulunmaz ise, pratik olarak l lt. kireçti suya 2gr. hesabıyla Demir sülfat, Potasyum hidrokarbonat ilave edilerek oda sıcaklığında bir süre bekletilir. Tabii bu sonuncusu daha çok küçük mahaller ve saksı çiçekleri için yapılabilir). Bir de en önemlisi asit sulardan kesinlikle kaçınmalıyız.